Hitler'in mimarı idamdan nasıl kurtuldu?

Albert Speer, Nürnberg'deki savaş suçları mahkemesinde Nazilerin katliamlarıyla arasına mesafe koymuştu.
Loomix Editör
09 Kasım 2025, Pazar 11:25
6 dakika okuma
Haberler
Haberler

Hitler'in mimarı idamdan nasıl kurtuldu?

Hitler'in mimarı idamdan nasıl kurtuldu?
Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Albert Speer, Nürnberg'deki savaş suçları mahkemesinde Nazilerin katliamlarıyla arasına mesafe koymuştu.

On Nazi yetkilisi, Nürnberg'de dünyanın ilk uluslararası savaş suçları mahkemesinde hüküm giydikten sonra 16 Ekim 1946'da asıldılar.

İkinci Dünya Savaşı'nda oynadıkları rol nedeniyle yargılananlardan bazıları, net sorumlulukları olan, gösterişli ve pişmanlık emaresi göstermeyen Herman Goering gibi üst düzey Nazi liderleriydi.

Diğerleri de Heinrich Himmler ve Joseph Goebells gibi yargılanamadan intihar eden çok daha kötü şöhretli isimlerin yerine mahkeme önüne çıkartılan daha alt düzeydeki isimlerdi.

21 sanık akıllara durgunluk veren katliamlar yapmakla suçlandı. Suçlamalar arasında henüz yeni tanımlanmış bir suç olan soykırım da vardı.

Tüm bu olan bitenlerden sağ kurtulup, daha sonra yaşadıklarını anlatacaklardan biri de Albert Speer'di.

Speer, Adolf Hitler'e önce mimar olarak hizmet etmiş, ardından savaş sanayisinden sorumlu bakanlığa getirilmişti.

Speer, Nürnberg'deki yargılamada 'sadece emirlere uyuyordum' diye iddia etmekten çok, hayatta kalabilmek için dikkatle hazırladığı stratejiyle Hitler ile arasına mesafe koymaya çalıştı.

Bir yandan da en başından bu yana sanıkların işlediği suçlardaki kolektif sorumluluğu kabul etti.

20 yıl hapiste yattıktan sonra, en çok satan kitaplar arasına giren hatıraları "İyi Nazi" imajını parlattı ve medyanın da sevgilisi haline geldi.

Peki, sorumluluğu kabul etmesi hakiki bir pişmanlıktan mı kaynaklanıyordu, yoksa ölümden kurtulmak için yaptığı bir manipülasyon muydu?

Yargılamalar için Nürnberg kentinin seçilmesi önemliydi.

Naziler güçlerinin doruğundayken bu kentte büyük propaganda yürüyüşleri yapmıştı.

Bu gösterişli yürüyüşlerin merkezinde, Speer'in gecenin karanlığını delen yüzlerce projektörden oluşan Işık Katedrali de vardı.

Sanat eleştirmeni Robert Hughes'a göre Speer "bir zamanlar sadece dünyanın en güçlü mimarı değil, belki de gelmiş geçmiş en güçlü" mimarıydı.

Hitler'in vizyonuna göre Üçüncü Reich [Nazi Almanyası] bin yıl yaşayacaktı, dolayısıyla binaları da bu kadar yaşamalıydı.

Hırslı mimar 1931'de, Hitler iktidara gelmeden iki yıl önce Nazi Partisi'ne katıldı.

Tarihçi Heike Görtemaker "Hitler kendisini bir sanatçı, bir mimar olarak görüyordu. Bu genç adamda egosunu, hiç olamadığı mimarı görüyordu" diyor.

Hitler'in himayesi de Speer'e vizyonunu gerçekleştirecek gücü verdi.

1970'te BBC'den Michael Charlton'a konuşan Speer artık Hitler'i tarihin en şeytani insanlarından biri olarak gördüğünü söylemişti.

Ancak onun aslında "biraz çekiciliğe de sahip, gayet normal bir insan da olduğunu" vurgulamıştı.

"Bunu insanlara anlatmanın gerekli olduğunu düşündüm çünkü savaştan sonra bir dönem Hitler öfke dolu, gece gündüz bağırıp çağıran biri olarak tanımlandı.

"Bu, gelecek adına bir tehlike çünkü bir yerlerden, öfke dolu olmayan, gece gündüz bağırıp çağırmayan yeni bir Hitler çıkarsa birileri 'Tehlike yok, Hitler gibi değil' diyebilir.

"Fakat Hitler'in bir insan olarak çok farklı yanları vardı. Bir insandı sonuçta."

Speer'e "zeki ve bir parça dürüst" bir adam olarak, Hitler rejiminin bir suç rejimi olduğunu nasıl göremediği" soruldu. Öylece kabullenmiş miydi?

Speer, Charlton'a savaşın bitimindeki halinden çok daha farklı bir insan olduğunu söyledi.

"1945'te bir teknokrattım. Genel bir çerçevede değil, bulunduğum çevre içinde düşünmek üzere eğitilmiştim.

"Okulda derslerimize çalışmak zorundaydık ama siyasi sorunlar hakkında tartışma yoktu. Bu sorunlardan kaçıyorduk neredeyse ve iktidara geldiğinde Hitler gibi bir adam hakkında kapsamlı bir şekilde düşünmeye hazırlıklı değildik."

Speer şöyle devam etti:

"Hitler biz gençlerin hayal kırıklığı yaşadığı bir dönemde ortaya çıktı. Gelecekten umudunuz yoktu ve şimdi birisi çıkıp size umut etmeniz gerektiğini, yapabileceğimizi, durumu yönetebileceğimizi ve Almanya'nın yeniden müreffeh olacağını söylüyordu. Bu üzerinde düşünmeye değecek kadar cazipti."

Ama yine de alarm zillerinin çalmış olması gerekmez miydi?

Nazi Almanyasının paramiliter örgütü SS birlikleri 1934'te Uzun Bıçaklar Gecesi'nde Hitler muhalifi 400'den fazla kişiyi öldürmüştü.

Speer, Başbakan Yardımcısı Franz von Papen'in güvenlik karargahını yeniden düzenlemeye gönderilmişti.

Albert Speer "Inside the Third Reich" (Üçüncü Reich'ın İçinde) başlıklı anılarında Papen'in yardımcılarından birinin vurulduğu yerdeki kurumuş kanı gördüğünü yazmıştı.

Charlton'ın sorusunu şöyle yanıtladı:

"Bakışlarımı kaçırdım ve o odaya girmekten kaçındım. Herhangi bir tepki göstermemiş olmam benim ahlaki hatam ve buna bahane üretmek yanlış olur.

"Aslında kanı görüp hafızamın derinliklerine gömdüm. Artık yoktu ve ben de çalışacaktım. Bir parça düşünmüş olsaydım, o an Hitler'den uzaklaşmam gerekirdi ama bunu yapmadım."

Üçüncü Reich'in en güçlü adamı

Speer, hırslı mimari projelerinin çoğunu gerçeğe dönüştüremedi: Berlin'in tamamen yeniden inşa edilip Germania adını alması ve gelecekte dünyanın başkenti olması b bunlardan biriydi.

Speer'in projesinin merkezinde, şehri kuzey-güney yönünde geçen büyük bir bulvar ve sonunda kubbesi Roma'daki Aziz Peter Bazilikasından 16 kat daha yüksek olacak bir büyük "Halk Salonu" yapılması vardı.

Öyle büyük olacaktı ki 180 bin Nazi'nin nefesleriyle tavanda yağmur bulutları oluşabilirdi.

Bunun yerine Hitler 1939'da İkinci Dünya Savaşı'nı başlattı ve Avrupa'yı altı yıl sürecek bir cehennemin içine soktu.

Hitler, 1942'de Speer'i silah üretim bakanlığına getirdi. Topyekun savaşın gerektirdiği müthiş organizasyon becerilerinden faydalanmak istiyordu.

Nazi savaş makinesinin ateş gücünü sürdürebilmesi için fabrikalarda, madenlerde ve taş ocaklarında köle işçileri kullandı.

Alman endüstrisi büyük ölçüde Speer'in yönetimindeki silah sektörüne gönderilen yedi milyondan fazla köle işçi çalıştırdı.

Bu köle işçilerin bazılarının koşulları korkunçtu.

Tarihçi Hugh Trevor-Roper 1996'da BBC'de yayımlanan "Özür Dileyen Nazi" belgeselinde, Speer'in ne yaptığının farkında olduğunu söylüyordu.

Trevor-Roper "Güçlü kontrol yöntemleri vardı ve isterse çalışma kampları sistemini kullanabiliyordu. Fakat aynı zamanda işleri de beceriyordu ve bu Hitler'i etkiledi" dedi.

Nürnberg yargılamaları sırasında Speer köle işçi kullanımı suçlaması karşısında kendisini savunmak için kurnazca bir strateji geliştirdi.

Eski yardımcısı Fritz Sauckel'i günah keçisi olarak kullandı.

Speer'inki gibi bir belagat ve sosyal beceriden yoksun Sauckel, ABD'li savcı Robert Jackson tarafından "Mısır firavunlarından bu yana en büyük ve zalim köle sahibi" diye tanımlanmıştı. 16 Ekim 1946'da asıldı.

30 Eylül 1966'da, artık 61 yaşında olan Speer, Spandau Hapishanesi'nden çıkıp, Hitler'in eski en iyi arkadaşının bir görüntüsünü alabilmek için toplanmış dünya medyasının önüne çıktı.

Speer, 1969'da en çok satanlar arasına giren anı kitabını yayımladı. BBC'den, Playboy dergisine dek, kendisini Nazi rejiminin suçlarını görememekten dolayı derin bir utanç duyan adam imajını beceriyle parlattı.

Fakat Speer sadece gerçekten Holokost (Yahudi soykırımı) dehşeti konusunda hiçbir fikri olmayan bir teknokrat mıydı?

Speer katliamları ilk olarak Nürnberg yargılamaları sırasında duyduğunu iddia etti.

Ancak 1971'de, BBC söyleşisinden bir yıl sonra Harvard Üniversitesi'nden tarihçi Erich Goldhagen, Speer'in Ekim 1943'te üst düzey Nazilerin yer aldığı bir konferansa katıldığını buldu. Bu konferansta SS'in başında olan Himmler açıkça "Yahudilerin yok edilmesinden" bahsetmişti.

Speer'in biyografisini yazan Gitta Sereny de BBC belgeselinde Speer'in bizzat konferansa katılıp, "dünyanın en şeytani konuşmasını" duyup duymadığını hiç teyit edemediğini söyledi.

Fakat yakın çalışma arkadaşlarından üçü katılmıştı ve Himmler'in neler söylediğini Speer'a aktarmış olmaları gerektiğini vurguladı. Sereny "Bizzat orada olup olmamasının bir önemi yok. O noktadan sonra, artık biliyordu" dedi.

Speer, 1981'de BBC'ye bir söyleşi daha vermek için geldiği Londra'daki bir otel odasında felç geçirdi. Aynı gece, 76 yaşındayken öldü.

Daha yeni bir kitap yayımlamıştı. "Köle Devleti: Heinrich Himmler'in SS Üstünlüğü için Ana Planı" başlığını taşıyordu.

Tarihçi Görtemaker bu yıl BBC'ye yaptığı açıklamada "Yeni bir kitap, yeni bir hikaye, yeni bir söyleşi ve aynı gün gizli kız arkadaşıyla kaldığı Londra'daki bir otelde öldü. Kimse Londra'daki kız arkadaşını bilmiyordu. Karısı da, çocukları da. Burada da iki farklı yaşam ve ihanet var. Bu tipik bir Speer davranışı" dedi.

Speer'in mimarisinden geriye pek bir şey kalmadı. Bin yıllık Reich için tasarladığı binaların büyük kısmı Nürnberg yargılamalarının başlamasından önce müttefikler tarafından yıkıldı.

Nürnberg'deki tamamlanmamış miting binası bugün tarihten uyarılar içeren bir kalıcı sergiye ev sahipliği yapıyor.

Fakat mimarisinin kalıntıları bir uyarı olarak dururken, Speer'in kendisi hiçbir zaman çok daha karanlık bir şeyin inşasındaki rolünü hiç tamamen itiraf etmedi.

BBC